KATEGORİLER
GÜL BAHÇESİ
GülBahçeTR
Sinema Bahçesi
Spor ve futbol
Magazin
Sinema ve Filmler
TV Rehberi
PARA-KREDİ
Sağlık Bahçesi
Moda
Anne ile Bebeği
Teknoloji Bahçesi
Kolay Kredi
MAGAZİN
Karadağlı Hülya'ya özendi ama
Serengilin hücre anıları
Ölmeden önce ne yapmalı
Türk Viagrası
Plajda ne yapılmaz.
SPOR
Roberto Carlos'un hedefi
Takımların transfer dosyası
Fransada üzücü kaza
Arjantinlilerin havuz keyfi
Avrupanın en büyüğü Milan
SAĞLIK
Kulak çınlamasını hafife almayın
Egzersiz kalp için de en iyi tedavi mi?
Bitkilerin gücünü hissedin
Limon diyeti ile zayıflayın
Havuzdan sonra sabunla yıkanın
SİNEMA
Zor Ölüm
Üç gün içinde öleceksin
Aşk Manzaraları
Kuzuların sessizliği
Maskelibeşler Irak
<$Blo16 Nisan 2013 Salı
<$BloNazar boncuklu fırfırlı beyaz renkli kız bebek örgü yelek modeli

<$Blo

Nazar boncuklu fırfırlı beyaz renkli kız bebek örgü yelek modeli.
2013 el örgüsü bebek yelekleri moda örgü modelleri

Etiketler: , , ,

<$BloGül motifiyle bezenmiş kolay örgü kız bebek yelek modeli

<$Blo

Gül motifiyle bezenmiş kolay örgü kız bebek yelek modeli

Etiketler: , , ,

<$BloDemet Akalın: Ödül Benim Hakkımdı

<$Blo



Demet Akalın, önceki gece eşiyle katıldığı davette Türkiye Müzik Ödülleri gecesinde dört ödülü alamamasıyla alakalı söylediği, "Dört ödül de bizim hakkımızdı" sitemiyle ilgili soru soran gazetecilere iddialı bir cevap verdi.


Ödül alamamasıyla ilgili sözlerinin sitem değil gerçek olduğunu söyleyen Akalın,  "Türkan, çok güzel şarkıydı. Türkiye çok seviyor. Türkiye Müzik Ödülleri farklı. Müziğin kalbinin attığı yer. Sitem değil gerçeklerdi. Ben en çok çalışan sanatçıyım. Geçmişte Sıla ve Hande'nin çok hakkının yenildiği zamanlar oldu. Ama Göksel'in değil. Kusura bakmayın. En iyi klip de hakkımız değildi. İnsanlar bazen doğruları söyleyince sevimsiz oluyor ama ben doğruları söylemekten yanayım" dedi.


BEN BİLMEM BEYİM BİLİR

Eşi Okan Kurt'la Alişan arasında yaşanan tweet savaşı ve tehditleşme için, "Onlar beyimle alakalı sorular. İnan bende bilmiyorum. Benim atılmış o gecceye dair ona karşı tweetim yok. Kocamla problemi varsa teke tek her türlü adam orada. Ben o gecce kopuktum" diye konuştu.


SİVİLCE AÇIKLAMASI

Yüzündeki sivilcenin Alişan'la tartışmasından mı çıktığını soran Okan Kurt, "Solaryumdan olabilir. O kadar küçük şeylerle strese girmem. Benim bin tane çalışanım var. Onlar beni strese sokar" diye yanıt verdi. 

Etiketler: , ,

<$Blo1 Nisan 2013 Pazartesi
<$BloÖrgü TV: İğne oyası yazma örnekleri

<$Blo

Örgü TV: İğne oyası yazma örnekleri: Dantel iğne oyası modası:                        İğne oyası yazma örnekleri

<$Blo6 Ağustos 2009 Perşembe
<$Blo2010 tesettür moda trendleri sergilenecek

<$Blo


Fuarı düzenleyen Demos Fuarcılık Organizasyon Firmasının Genel Müdürü Hüseyin Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyanın ilk İslami moda fuarının İstanbul'da düzenleneceğini belirterek, tekstil sektörünün krizden tesettür fuarıyla çıkacağını savundu.

Hazırlıkların tüm hızıyla sürdüğü fuarın, İstanbul Fuar Merkezi'nde 1 Ekimde açılacağını ve 4 Ekime kadar devam edeceğini bildiren Arslan, fuarın, yurt içi ve yurt dışındaki tesettür ürünleri üreticilerinden yoğun ilgi gördüğünü kaydetti.

Fuarda, 2010 İslami moda trendlerinin sergileneceğini ifade eden Arslan, tesettür ürünleri üreticileri, perakendeci ve toptancılar ile yurt dışındaki İslami kıyafet ithalatçılarının fuarda bir araya geleceklerini belirtti.

TEKSTİL İHRACATINA YENİ AÇILIM

Tesettür fuarının, ülkenin tekstil ihracatına yeni bir açılım getirmesini beklediklerini anlatan Arslan, fuarın, yurt dışı tanıtım çalışmalarıyla 3 bin yabancı profesyonel ziyaretçiyi ve yurt içi tanıtım çalışmalarıyla da 12 bin yerli ziyaretçiyi ağırlayacağını bildirdi.

Arslan, fuara katılacak yerli üreticilerin ciddi ihracat bağlantıları yapacağı etkinlikte, gelecek profesyonel ziyaretçilerin, 2010 yılının sezon ürünlerini seçme imkanı bulacaklarını kaydetti.

Katılımcı firmalar ve modacıların yeni sezon kreasyonlarını, stantların yanı sıra defileler ile de tanıtma imkanı bulacaklarını ifade eden Arslan, tasarımcılar ve firmaların 2010 şal, eşarp, pardösü ve manto tasarımlarıyla yarışmalara katılabileceklerini belirtti.

Arslan, tesettür kıyafetlerin yanı sıra konsepte uygun olan pantolondan gelinliğe, gece kıyafetlerine ve çocuk kıyafetlerine kadar her türlü ürünün sergileneceği fuarın, yurt dışı tanıtımlarının, İran, Suriye, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Libya, Fas, Türk cumhuriyetleri, Lübnan, Mısır, Ürdün, Malezya, Endonezya, ABD, Fransa, Kanada ve Almanya'da yapıldığını bildirdi.

Etiketler: , , , ,

<$Blo23 Temmuz 2007 Pazartesi
<$BloSeçim boyası nasıl çıkar?

<$Blo


Dün yapılan Milletvekili seçimlerinin ardından vatandaşlar artık parmaklarına sürülen seçim boyasını çıkartmanın derdine düştü. Parmaktan çok zor çıkan bu boyanın temizlenmesiyle ilgili olarak internette birbirinden farklı yöntemler dolaşıyor.

İşte sizin için derlediğimiz en pratik formüller;

Etkili karışım formülü: Limon suyu, yarım çay kaşığı tuz ve 4-5 damla sirkeyle karıştırılıp 30 dakika bekletilecek. Ardından bir süre zeytinyağında bekletilmiş parmak, karışıma sokulduktan sonra yıkanacak!

Kenan Evren formülü: Kenan Evren'in uyguladığı bu yöntemde seçime gitmeden önce parmağınıza vazalin ya da krem sürüyorsunuz. Parmağınız boyandıktan sonra yıkayınca ya da silince hemen çıkıyor.

Aseton formülü: Seçimden hemen sonra asetonlu pamukla boyayı dikkatlice sildiğinizde başarı elde ediyorsunuz.

Kolonyalı mendil formülü: Seçimden çıkar çıkmaz boya kurumadan elinizi kolonlayı mendille sildiğinizde boya parmağınızdan çıkabiliyor.

SABAH İNTERNET

Etiketler: , , , , , ,

<$BloFatih'in yaktığı Matrix Tarikatı

<$Blo


Da Vinci modası bizdeki esrarlı örgütleri unutturdu. İşte Fatih'in diri diri yaktırdığı tarihin ilk Matrix'çileri: Hurufiler....

"BAŞKENT ANKARA" KEHANETİ
Hurufiler, şarkın en gizemli mezhebiydi. 14'üncü asırda doğan mezhep, kâinat ile sayı sistemleri arasında bağlantı kuruyor ve bu bağlantılarla "geleceği okuyordu." Mesela 19'uncu asır Hurufi şairi Müştak Baba, Ankara'nın başkent olacağını 100 küsur yıl öncesinden söylemişti.


İslam'ın Matrix'çi gizli mezhebi Hurufilik

İran taraflarında, 14. asırda "Hurufilik" denilen yepyeni bir mezhep doğdu. Temeli ses, harf ve sayı kavramlarına dayanan, yani Matrix filminin kurgusunu andıran Hurufilik kısa zamanda yayıldı ama âkıbeti kanla yahut ateşle noktalandı. Mezhebin kurucularının derileri yüzüldü, Fatih Sultan Mehmed zamanında da, binlercesi diri diri yakıldı. İşte, Da Vinci Şifresi'ne rahmet okutacak derecede sırlarla ve maceralarla dolu olan "İslam'ın tek, dünyanın da ilk Matrix'çi gizli mezhebi" Hurufiliğin kısa öyküsü....

BAŞLARKEN

Şark dünyasının sırları Da Vinci'ye rahmet okutur

Türkiye'nin kültür hayatında, son çeyrek asırda yaşanan önemli bir değişikliğin acaba farkında mısınız? Kendi kültür geçmişimizden bihaber kalarak tarih, sanat, eğlence, hattâ günlük hayat konusundaki bütün örnekleri batı dünyasından verir hâle gelmiş olmamız hiç dikkatinizi çekti mi? "Da Vinci'nin şifresi", bu alıntıların günümüzdeki son örneği... Dan Brown'ın romanında ortaya attığı iddialar bugün bütün dünyanın yanısıra Türkiye'de de her an gündemde ama Da Vinci'ye atfedilen sırlara rahmet okutacak derecede gizemlerin çok daha fazlasının Şark dünyasının ve özellikle de imparatorluk Türkiyesi'nin geçmişinde vârolduğunu sadece konunun uzmanları biliyorlar. Üç gün devam edecek olan bu yazı dizisini Şark'ın gizemlerini hatırlatmak maksadıyla hazırladım. Bugün Edirne taraflarından başlan esrarlı yolculuğumuzun yarınki ve öbür günkü güzergâhı, İstanbul olacak.


Edirne'nin hemen dışındaki geniş çayırlarda, 1450'li yılların sonlarına doğru günlerce devam eden bir çabayla büyük, çok büyük ve birkaç bin kişiyi alabilecek devâsâ bir çukur kazıldı. Kazma işi nihayete erdikten sonra, çukuru bir ormanın hacminden daha fazla miktarda odunla ve çalı-çırpı ile doldurup odunları ateşe verdiler. Hararet, cehennemi hatırlatır gibiydi. Alevler göklere yükseldiğinde, askerler, ellerikolları bağlı binlerce kişiyi ite-kaka çukurun etrafına sürüklediler. İlk tekbiri, herkesin hürmet gösterdiği sarıklı, yaşlı bir zât getirdi. Bunu, çukurun etrafındaki askerlerin gerisinde durup olup biteni takip eden binlerce kişinin hep bir ağızdan getirdiği tekbirler ve ardarda sıralanan lânetler takip etti. Askerler, çukurun başına sürükledikleri elleri-kolları bağlı binlerce kişiyi bir anda alevlere atmaya başladılar. Diri diri ateşe fırlatılanların feryadları tekbirlere ve lânetlere karışıyor; kavrulanların mikdarı arttıkça çukura odun takviyesi yapılıyordu. Etrafı genzi yakan ve dayanılmaz bir yanık et kokusu sarmış, duman her tarafı bürümüştü. Ama, saatler boyu devam eden bu facia dinmeden, hiç kimse meydanı terketmedi; son kurbanın da kömürleşmesine kadar orada kaldılar ve diri diri kavrulanların ruhlarına lânet okuduktan sonra dağıldılar. Yakılanların suçları "Hurufi" olmaları, yani İslam tarihinin en esrarlı, en karmaşık ve en militan mezhebine mensup bulunmalarıydı. 16. asrın biyografi yazarı Taşköprüzâde Ebu'l-Hayr İsâmü'ddin Ahmed Efendi, "Şakâiku'n-Nu'mâniyye" isimli eserinde Hurufiler'in diri diri yakılmalarını anlatırken "Dalâlete düşenler, lâyık oldukları ateşe işte böyle kavuştular" diye yazacak; Hurufiler, Edirne'de 1450'li yılların sonlarında yedikleri bu darbeden sonra bellerini bir daha doğrultamayacak ve sır dolu bir grup olarak tarihe geçeceklerdi. Hurufi mezhebini, İran'da 1340 senesinde doğan Şihabüddin Fazlullah adında bir tasavvufçu kurdu. Fazlullah,kendisinden asırlar önce vârolan aşırı mezheplerin, özellikle de Batınililiğin etkisi altındaydı. Mezhebinin inanç temelini "harflerin ve sayıların kutsallığı" düşüncesi ile "ses" kavramı teşkil ediyordu. "Ses", Fazlullah'a göre her varlıkta mevcuttu; hattâ cansızlarda, meselâ taşlarda bile bu özellik vardı. İki taşın birbirine vurulması neticesinde işitilen ses, cansız maddelerin sahip oldukları bu özellikti.

DERİSİNİ YÜZDÜLER
Ses olgunlaştığı zaman "söz" olur, söz de harflerden meydana gelirdi, dolayısıyla herşeyin aslı "harf" idi ve her harfin belirli bir sayı değeri vardı. İşte, bu temelden yola çıkan Fazlullah'a göre İslamiyet ile ilgili bütün meseleler Arapça'nın 28, Farsça'nın da 32 harfiyle izah edilebilirdi. Herşey sayıda gizliydi, sayıların arasındaki ilişkiler vasıtasıyla Kur'an'ın yorumlanıp gizli sırların öğrenilmesi ve mutlak gerçeğe ulaşılması mümkündü. Hurufilik, İslam uleması tarafından ilk zamanlarında aşırı bir mezhep gibi görüldü ama Fazlullah'ın daha sonraları dünyanın, ahıretin velhasıl herşeyin temelinin kendisi olduğunu söylemesi ve "Ben, aslında Hazreti İsa'yım, dünyayı kurtaracak Mehdi, benim" demesi üzerine Hurufiler kâfir kabul edildiler. Bu sırada giderek daha fazla taraftar toplayan Hurufiler'in siyasi iktidarı ele geçirmeye kalkışmaları üzerine, Timur'un oğlu Mirânşah, 1394'te Fazlullah'ın kafasını kestirdi. Sonra derisini yüzdürdü, cesedini ip bağlatarak pazarda dolaştırdı, etini köpeklere yedirdi ve vücudundan kalan bütün ateşe attırdı. Fazlullah'ın idamına rağmen sayıları ve güçleri giderek artan Hurufiler hemen her yerde sıkı bir takibe uğradılar. Ele geçirilenlerin ya derileri yüzüldü, yahut yakıldılar; hayatta kalabilenler de, kurtuluşu Anadolu'ya geçmekte buldu. Hurufiler, Fatih Sultan Mehmed'in iktidar yıllarında sayıların ve harflerin cazibesiyle hükümdarı bile etkileyerek saraya sızmayı ve devlet işlerine müdahale etmeyi başardılar. Ama, devletin güçlü veziri Mahmud Paşa yine o devrin en güçlü din âlimlerinden Fahreddin-i Acemi'den "kâfir oldukları" gerekçesiyle Hurufiler'in canlarının alınması gerektiği yolunda bir fetva çıkartınca, Fatih'in söyleyecek sözü kalmadı. Neticede, Edirne'deki o büyük ateş yakıldı ve ateşin başında ilk tekbiri de Fahreddin-i Acemi getirdi. Ayrıntılarını yıllar önce rahmetli Abdülbaki Gölpınarlı'nın ortaya çıkardığı bu gizli mezhebin inançlarına bugün artık sadece tarih kitaplarında rastlanıyor. Siyasetin yanısıra kültür ve sanat çevrelerini de asırlar boyunca etkilemiş olan bu akımı artık bir mezhep yahut din değil, kültür kaynağı olarak kabul edenler ve sistemin temelinde vârolan "ebced" ile "cifir" meselelerine alâka duyanlar bugün hâlâ mevcut. İslamiyet'in "Matrix"i olan ve gölgesi günümüzde çok dar bir çevrede devam eden Hurufiliğin ayrıntılarını merak edenler, bu sayfadaki kutulara bakabilirler.

Etiketler: , , , , , , , ,